İnsanları dürtmek için kendini bile 'satan' sözlük

Bu hafta çoğu yerde gördüğümüz bir haberde, sosyal medyanın en yaratıcı topluluklarından İnci Sözlük'ün bir bilişim şirketine satıldığını okuduk. Durumu kendilerine sorduğumuzda doğrusu beklemediğimiz bir cevapla karşılaştık. Bir de yeni haber aldık; 'Yeni derneğimiz 'İnat'la eylemlerimizi sokağa taşıyacağız.'




İnci Sözlük'ü duymayan, bilmeyen kalmış mıdır? 2009'da Serkan İnci ve arkadaşları tarafından kurulduğu ilk günden itibaren hızla büyümeyi, sosyal medyadaki onca topluluk arasından öne çıkmayı başarmış bir sözlük. Diğer sözlüklerden en büyük farkı ve ünü argonun ağır bastığı dili... Fakat ününe ün katan eylemlerini unutmamak lazım; Murat Bardakçı, Okan Bayülgen gibi televizyon şahsiyetlerinin programlarına bağlanarak yaptıkları, kendilerinin 'ziyaret' adını verdikleri 'çıkıntılıklar'; seçimlerde Ahmet Abi'lerini Eskişehir'den milletvekili adayı göstermeleri; Facebook'taki profilleri hack'lemeleri... Sözlüğün, argodan ibaret dili ve bu tür 'çıkıntılıklarıyla' orijinal bir yanı ve hayata bakışı üzerine konuşulacak çok mevzusu var. Zaten bu meselelere değinen, kurucuları Serkan İnci ve Umut Kullar'ın kaleminden çıkmış 'İnci Sözlük/ İnsanlığa Lanet' adlı kitap hali hazırda kitapçılarda bulunuyor.
Bizim Serkan İnci'yle görüşmemizin nedeni bu hafta pek çok yerde rastladığımız bir haberdi. İnci'nin bizzat sözlüğe yazdığı, 'Maddi sıkıntılardan dolayı sözlüğün yüzde 35'ini bir bilişim firmasına sattık' biçimdeki duyuru gazetelerde, internet sitelerinde haberleştirildi. 'Kime sattınız, neden sattınız?' diye sormak için aradığımızda, 'Yok abi satmadık, bu da bir ziyaretti' dedi...


SATIŞ HABERİNİN AMACI
- Şimdi siz satılmadı dediğinizde şaşırdık doğrusu. Peki neden öyle bir açıklama yaptınız? Önceki eylemlerimizden biri gibi düşünebilirsiniz. İnsanları, kurumları biraz dürtmek, açıklarını göstermek ve izleyip eğlenmek... Ama işin protest yanı da var, onu unutmamak lazım. 


- Bu eylemle neyi protesto ettiniz? Sadece bir metin attık ortaya, başka da bir açıklama yapmadık. Her yerde haberi çıktı. Bize tek bir soru bile sorulmadı. Medyanın habere bakışını, ele alışını gösteren bir örnek sadece, Biz de bu sonucu bekliyorduk zaten, o haberi kullanan siteleri 'ziyaret' etmiş olduk böylece.


- Çok tepki aldınız mı sattığınız haberi çıkınca? Hem de çok... Bir açıklama da yapmadık, ilk kez şimdi söylüyoruz. Ama bu tepkler bizi rahatsız etmiyor, zaten her zaman her kesimden tepki alıyoruz. Eleştirildikçe kendimizi mutlu hissediyoruz, yaratmak istediğimiz etkinin karşılığını alıyoruz çünkü. Eksikliklerimiz varsa onları da görüyoruz. Yazarlarımızdan 'Nasıl satarsınız, aramızda para toplayıp hallederdik' biçiminde tepkiler geldi. Bu hafta içinde işin gerçeğini, protesto yönünü anlatan bir video çektik, bugün yarın onu yayınlayacağız.


- Maddi sıkıntılar yaşıyor musunuz peki? Evet, muhteşem bir maddi gider tablomuz var. Türkiye'nin veri alışverişi yapılan en aktif sitelerinden birisiyiz. Günlük 150 bin tekil ziyaretçinin üzerine çıkıyoruz. İnci'nin kullanıcıları fazlasıyla hareketli, siteye bir bakıp çıkmıyor; günde 15 bin tane başlık yazılıyor. Gereken sunucu parasından başka bir de organizasyonlarımız var...


- Nereden karşılıyorsunuz finans ihtiyacınızı? Yazarlarımızın bağışlarından. Ama organizasyonlarda yetmiyor bazen. Seçimlerde Ahmet Abi'yi Eskişehir'den milletvekili adayı gösterdiğimizde, 'Abi sen rahat ol, biz gerekenleri karşılayacağız' dedik. Antalya'da bir turizmci yazarımız seçim afişleri için para verdi mesela. Ama bir yere kadar gidebildik, Ahmet Abi de kendi cebinden para çıkardı.


- Eylemlerinizin hepsi epey dikkat çekti, özellikle başarılı bulduğunuz var mıdır? Panpa Dergi adıyla mizah dergisi çıkarmayı düşünüyorduk ama başarılı olamadık. Onun dışında eylemlerimizin hepsi hoşumuza gitti. İstiklal Caddesi'ndeki sansüre karşı yürüyüş eylemini özellikle beğendiğimizi söyleyebiliriz. Çok çalıştık, Ankara'daki, Eskişehir'deki, İzmir'deki, Adana'daki kitlemizi getirdik oraya. Başarılı oldu.


- İnci Sözlüğü kullananların profili nasıldır? 'Liseli ergen çocuklar' imajı var... İnsanlar bizi hep genç, ergen bir kitle sanıyor. Öyle değil ama öyle görünmek bizim için büyük problem yaratmıyor. Argo, küfür kullanıldığı için böyle sanılıyor. İnsanlar sanki sokaktaki pek çok kişiden, yetişkinden küfürlü sözler duymuyormuş gibi. Her kesimde kullanılıyor bu dil ama ötelemek için liselilere aitmiş gibi algılamak istiyorlar.


- Sözlükte yazan yetişkinler, meslek sahipleri, ünlü isimler var mı? O kategorilerin hepsinden kişiler ver. Anadolu'da görev yapan imam var mesela. 10 kişilik moderatör kadromuz bankacı, avukat, doktor ve mühendislerden oluşuyor.


ARGO ANADİLİMİZ DEĞİL
- Yoğun biçimde argo kullanmanın anlamı nedir sizin için? 'Siz küfürbazsınız' biçiminde bir etiket var ya üzerimizde. Aslında sürekli argo kullanmak gibi bir niyetimiz de, pratiğimiz de yok. Biz okumuş, eğitim almış kişileriz. Küfürün en yaygın olduğu yeri örnek vereyim; yani futbol tribünlerini. Bizim İstanbul Büyükşehir Belediyespor'u destekleyen Boz Baykuşlar grubumuz var; tribünlerde tek bir küfürlü tezahürat yapmazlar. Bizim yaptığımız işe yaygın, çoğu zaman da samimiyetsiz anlayışa bir tepki biçiminde bakmak lazım. Sözlükte argo kullanmayı da tribünde kullanmamayı da bununla açıklayabiliriz. İnsanları dürtmekle...


- Argoyla ilgili samimiyetsiz bulduğunuz şey nedir? Toplumda çok yaygın ama öyle olmadığı varsayılmaya çalışılıyor. Ruslara küfür öğreten milletiz biz. Bu toplumun en eski yapıtlarından biri olan Kaşgarlı Mahmut'un sözlüğünde, bugün söylenmesi ayıp sayılan her şeyin tanımı vardır mesela. Argonun bu kültürdeki yeri derin, yok saymanız mümkün değil. Dört tane harici dil biliyorum, argoda alanında en yaratıcısının Türkçe olduğunu söyleyebilirim.


- Bir söyleşinizde İnci Sözlük'ün planlanmadan, kendi kendine gelişerek yolunu bulduğunu söylemişsiniz. Bütün bu zamanda keşfettiğiniz şeyler var mıdır? Çok var. Argodan söz açılmışken bu alandan bir örnek vereyim. İnsanların büyük çoğunluğunun fark etmediği bir şey; argo kullanımı insanları samimileştiriyor. Argo kullanarak konuştuğunuz biriyle kısa zamanda samimi arkadaş olabiliyorsunuz. Bu çok farklı, kayda değer bir olay. Biz de zamanla fark ettik.


- Neden peki? Baskılanmış, 'yasak' bir şey paylaşıldığı için mi? Evet, öyle olduğunu düşünüyorum...
'Ziyaretleri' dernekle yapacaklar
- Yeni bir organizasyon kuracakmışsınız, bahseder misiniz? Sosyal ağlar üzerinden protest tavrımızı hayata geçirmeye çalışıyoruz ama sosyal ağlar bir yere kadar işlev görüyor. 'Son zamanlarda yapılan zamlar insanları rahatsız ettiği halde neden kimseden ses çıkmıyor, biz sosyal medyalarda ses çıkardığımız halde neden organize olamıyoruz?' gibi soruların cevaplarını düşünürken çıktı yeni bir organizasyon fikri. 'İnat' adındaki derneğimizin kuruluşunu kasım ayında açıklayacağız. Resmi bir dernek olacak, şu anda İstanbul'daki merkezi için yer bakıyoruz. Eskişehir'de ve daha sonra da üniversite bulunan diğer şehirlerde şubeler açacağız.


- Ne tür eylemler yapmayı düşünüyorsunuz? Planladığımız bazı eylemlerimiz var ama açıklamayalım önlem alınmaması için. Ses getirecek, aynı zamanda insanları güldürecek eylemler.


- Bu zamanda böyle şeyler planlamak için cesaret gerekiyor mu? Eylemlerimiz kimseye zarar vermeyen, sınırları hukukun içinde kalan eylemler olacak. Ekibimizde avukatımız da var zaten. Dediğim gibi, ürkütücü değil, yaratıcı, tebessüm ettirici eylemler olacak.


- Bugüne kadar İnci Sözlük dolayısıyla dava açıldı mı? Bazı entry'lerden dolayı hakaret davaları açıldı, bu konularda çok hassas davranıyoruz aslında. Üçüncü kişilere hakaret etmemek temel birkaç kuralımızdan biri... Bizim için asıl sürpriz olan organize suç örgütü kurma davası oldu. Yurtdışında çalışıyorum, ailemin evi basılıp arama yapıldı. Öyle bir dava konusunu duyunca insanın elleri ayakları titriyor tabii. Dava aşaması sürüyor hala...


- Sosyal yardım kampanyaları ilgi alanınıza giriyor mu? Kimse bilmez ama bugüne kadar Anadolu'daki üç ilkokula yardım çalışması yaptık kendi içimizde. Bu haftaki Van depreminin ilk gününde 25 kişilik bir isim listesi çıkarıp AKUT'a ve Kızılay'a verdik, 'Her an Van'a gidebiliriz' diye. Kızılay'dan, 'Elimizde liste var, sizi de ekledik, gerek olursa haber veririz' dediler. Geri dönüş olmadı oradan. Maddi yardım organizasyonlarına destek verdik.
Satış duyurusu da 'ziyaret' içindi
SADECE bİr METİN ATTIK ORTAYA, BAŞKA DA BİR AÇIKLAMA YAPMADIK. HER YERDE HABERİ ÇIKTI. BİZE TEK BİR SORU BİLE SORMADILAR. BİZ DE BU SONUCU BEKLİYORDUK ZATEN.


alıntı adresi: http://www.aksam.com.tr/insanlari-durtmek-icin-kendini-bile-satan-sozluk--76012h.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder